İzdivada emr-i haksa zatı hanenin güler yüzü dudaklarında vesselam ısındı hep gönül,
gözlerinde müptelayım adeta bana uzakta dur dedin uzaktayım ya sen yeterki gül gülüm.
Samyelinde bir ubudiyet selamı; geçti Mecnun'u sabır taşım kırıldı her mehil cehennem,
cennetinle kandırıp başardın en sonunda üç defa boş dedim meleklerim boşandı benden.
Müşterek muharabem gönülde târuzumla zorbalarla kalbimi bağışladım elimde makbuzum,
urafeler hududların, umutlarım dualarım, inan fakir bi haldeyim ki çünkü senden yoksunum.
Felaket ölçüsünde derdime güzel muhabbetin şifâ olur, devâ olur, kifayetim hebâ olur,
zaruretim edâ olur, hidayetim selâ olur, varlığın sefâm olur ki; yokluğun cefâm olur.
Her tarafta onca psikopatla kavga ettim korkmadım fakat senin bi göz yaşın inan yıkar beni,
kavgalarda her yanım delik deşik ki; onlar iyleşir fakat senin bi tek lafın yeter yıkar beni.
Aşikar bir bestekârın her sözünde zülkifar, her dakikam aşina, bugün dünümden hatıra,
yarınım bugünden hatıraysa ben neden varım? Mezarda son bulur muâmele ve her muammâ.
Yokluğunda arşa doğru yükselir avuşlarım semâlara, ayaklarım batar dikenli tellere
yürekte saklarım merakın olmasın bu sevgi küflenirmi hiç teveccühün içimde en derinde.
Dejevularla önceden yaşandı her bir an, bir an gelir o anda sanki malum an yaşandı önceden,
yirmi bir yıl önce bir bebektim ağlayıpta doğmuşum ölümle söz kesip beşikte kertilen ben.
Benim dilimden anlayan bir tek değerli fanlarım ve hayret onlar bana nasıl olmuşlarsa hayran,
Scope Piskopos onca yıl boyunca pek huzurla karşılaşmayan bi rapci BESTEKAR-I HÜSRAN ...
